Anadolu Ajansı da uzlaşma metnini abonelerine bir haberle duyurdu. Haberde, hazırlanan kılavuz ile trafik kazalarının önlemesine katkı sağlamanın ve haberlerin sunumunda farklı yaklaşımları ortadan kaldırmanın amaçlandığı ifade edildi: "Belirlenen ilkelere göre, kaza haberlerinde kamu yararı esas alınacak, hayatını kaybeden ya da yaralananların isimleri, yakınlarının öğrendiğine emin olunmadan haber metinlerinde yer almayacak. Ayrıca artık kazaya karışan otobüs şirketlerinin isimleri de haber metinlerinde yer alacak, fotoğraf ve görüntülerde de firma isimleri gizlenmeyecek."
Faruk Bildirici'nin başlattığı girişime diğer okur temsilcileri de destek verdi. Yazıları Pazar gününe alınan Milliyet okur temsilcisi Belma Akçura, kılavuzu dün paylaşmıştı. Akçura yazısında, "Trafik kazaları giderek artıyor. Geçen yılın istatistiklerine göre 1 milyon 182 bin trafik kazasında 7 bin 300 kişi hayatını kaybetti. 307 bin 619 kişinin yaralandığı trafik kazalarında 30 milyar liralık hasar meydana geldi. Medyanın trafik haberlerini nasıl görmesi gerektiği konusu, tam da bu nedenle önem kazanıyor" dedi.
Bugün de Sabah okur temsilcisi İbrahim Altay ile Cumhuriyet okur temsilcisi Güray Öz kendilerine ayrılan sütunlarda kılavuzu paylaştılar. İbrahim Altay, "Bilmem hatırlar mısınız? Eskiden otobüs şirketleri bir kazaya karıştıklarında ya da yolda kaldıklarında hep aynı görüntü ile karşılaşırdık: Üzeri gazete kâğıdıyla kaplandığı için okunmayan amblemler, firma isimleri... Şoförlerin ya da muavinlerin ilk işi o kısımlara gazete yapıştırmak olurdu. Fotoğraf çekilirse, haber yapılırsa firma ismi çıkmasın diye. Zamanla şoför ve muavinlerin yerini gazeteciler, gazete kâğıtlarının yerini haberler aldı. Evet, aynen böyle oldu. Firmanın adını ve amblemini gizlemeye gerek kalmadı; çünkü ajanslar, gazeteler, televizyon kanalları bunu kendiliklerinden yapıyordu. Kazaya karışan şirketin adı kesinlikle yayımlanmıyordu. Olay yerinden çekilen fotoğraflarda, şayet varsa, firma ismi buzlanıyordu. Bunun da yasal bir zorunluluk olduğu iddia ediliyordu yahut sanılıyordu" diyerek başladığı yazısında, nihayet kamu yararını ön plana alan bir kılavuz hazırlandığını ifade etti.
Cumhuriyet okur temsilcisi Güray Öz de, "Bu arada yeni bir gelişme de özel olarak trafik kazası haberlerinin yazımı konusunda yine Bildirici’nin çabası ile gerçekleşti. Hazırlanan ve tartışmaya açılan metin Anadolu Ajansı’nın da katkısıyla kesinleşti. Gazeteler, TV kanallları ve haber ajansları da bu bu metni onayladılar. Cumhuriyet gazetesi de onay verenler arasında yer aldı...Böylece habercilerin gerçekten işlerine yarayacak ve kamu yararını gözetecek haberler yapmalarına katkı yapacak bir ilkeler metni ortaya çıkmış oldu. Muhabir ve editör arkadaşlaramızın bu kılavuzu dikkate alacaklarından hiç kuşku duymuyorum" dedi.
Medyada büyük uzlaşma
Hürrriyet gazetesi ve Anadolu Ajansı'nın birlikte hazırladığı metne toplamda 26 medya kuruluşu destek verdi: Destek veren kuruluşlar: Anadolu Ajansı, A Haber, Akşam, Birgün, CNN Türk, Cumhuriyet, Daily Sabah, DHA, Habertürk Gazetesi, Habertürk TV, Halk TV, Hürriyet, Hürriyet Daily News, Kanal D, Kanal 7, Milliyet, NTV, Posta, Sabah, Sözcü, Star, TRT, TV Net, Ülke TV, Vatan, Yeni Şafak.
Bu uzlaşının diğer medya kuruluşları ve özellikle de yerel medya tarafından da destekleneceğini umuyorum. Öte yandan, uzlaşının kağıt üzerinde kalmaması için çalışmalar yürütülmesi ve özellikle trafik haberlerini yazan muhabirlerin bilgilendirilmesi de gerekiyor.
Trafik kazası haberleri yazım kılavuzu
1. Trafik kazası haberlerinde kamu yararı esas alınır; yansız, nesnel ve yalın bir dil kullanılır; sansasyonel, peşin hüküm içeren ifadelerden kaçınılır.
2. Ölümlü kazaya karışan taşıtın/otobüsün firmasının adı, firma ya da sürücüyü suçlamadan; kazanın oluş şekli ile ilgili kesin ifadeler kullanmadan yazılır. Fotoğraf ve görüntülerde firma ismi ve plaka buzlanmaz.
3. Kazaya karışan taşıt/otobüs sürücülerinin kusur oranı yazılmaz; bu konuda yorum yapılmaz.
4. Kazaya karışan taşıt/otobüs firmasının yetkililerinin kazayla ilgili görüşüne başvurulur; varsa açıklamalarına haberde mutlaka yer verilir.
5. Görgü tanıkları ya da yolcuların kazanın oluş şekliyle ilgili tanıklıkları nesnel bir dille ve iddia olarak verilir. Abartılı, suçlayıcı ifadeler haberde kullanılmaz.
6. Kaza haberlerinde kaynağı belirsiz açıklama ya da demeç kullanılmaz. Yetkililerin açıklama ya da demeçlerine isim ve unvanlarıyla birlikte yer verilir.
7. Trafik raporu ve kazayla ilgili diğer belgeler de takip edilerek haber yapılır.
8. Trafik kazalarında yaşamını yitiren ya da yaralananların isimleri, yakınlarının öğrendiğine emin olunmadan haber yapılmaz.
9. Trafik kazası haberlerinde kanlı ve insan onurunu zedeleyici fotoğraf ve görüntü kullanılmaz. Ölülerin yakın plan fotoğraflarına yer verilmez; uzak plan fotoğraflarda yüzler mutlaka buzlanır.
10. Trafik kazası haberlerinde firmalar ile yetkililerin kazaları engelleyecek önlemler almalarını sağlamaya ve toplumu kazalara karşı bilinçlendirmeye özen gösterilir. Eğitici, öğretici uzman görüşlerine de haberlerde yer verilir.
Yani mesele sadece kazaya karışan otobüs firmalarının adının haberde verilmesiyle sınırlı değil. Kılavuz öncelikle, kamu yararı kavramını merkeze alıyor; haber diline vurgu yapıyor; kanlı görüntülerin kullanılmaması gerektiğinin altını çiziyor; ve daha da önemlisi, kazalara karşı önlemler alınmasında ve toplumun kazalara karşı bilinçlendirilmesinde medyaya olumlu bir görev yüklüyor.
2002 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü adına Senem Çınarbaş'la birlikte yaptığımız, "Türk basınında yayımlanan trafik haberlerinin analizi" başlıklı çalışmanın sonunda da benzer öneriler yapmıştık: Sadece kazaları değil, kazaları azaltacak önlemleri de haberleştirmek; köşe yazılarında trafik sorunlarına daha fazla değinmek; kaza haberlerinde bilgilendirmeyi esas almak ve olayı sansasyonelleştirecek ifadelerden ve fotoğraf kullanımından kaçınmak.
Kılavuzun yaşama geçirilmesinde okurlara da büyük görev düşüyor. Etik açıdan sorunlu trafik kazası haberleri başta okur temsilcileri olmak üzere bu kılavuza destek veren tüm medya kuruluşlarının yöneticilerine şikayet edilmeli ki hatalar düzeltilsin, uygulama kalıcı hale gelsin.
Kılavuzun yaşama geçirilmesinde okurlara da büyük görev düşüyor. Etik açıdan sorunlu trafik kazası haberleri başta okur temsilcileri olmak üzere bu kılavuza destek veren tüm medya kuruluşlarının yöneticilerine şikayet edilmeli ki hatalar düzeltilsin, uygulama kalıcı hale gelsin.
Uzlaşının sürmesi lazım
Trafik kazası haberlerinin yazımı konusundaki uzlaşının diğer pek çok alanda da sürebileceğini düşünüyorum. Ben de zaten bir süredir farklı habercilik alanlarında yaşanan etik sorunlara dikkat çekmeye çalışıyorum. Örneğin, göçmen, sığınmacı ve mülteci haberciliği; yine Faruk Bildirici'nin hazırladığı "isimlerin kodlanması ve fotoğrafların buzlanması" kılavuzu üzerine yazdığım yazı; cinayetlerin nasıl haber yapılması gerektiği; insan ticareti haberlerinin veriliş biçimi gibi. Ayrıca, kadın cinayetlerinin nasıl haberleştirilmesi gerektiği; çocuklara ilişkin suç haberlerinde uyulması gereken ilkeler gibi konularda da gazetecilere yol gösterici kılavuzlar hazırlanabilir. Gazetecilik etiği konusunda uzlaşı alanlarını ne kadar çoğaltabilirsek o kadar iyi. Bu çabalara akademinin de destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Belki bu çabalar ve iyileştirmeler sonucunda gazeteciliğe duyulan güven de arzu edilen seviyelere çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder