2007 yılında Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) ortak bir çalışma yürüterek 12 maddelik yayıncılık etik ilkelerini belirlemişti. Bu süreçte Prof. Dr. Bülent Çaplı hoca ve ekibi büyük çaba ve emek harcamıştı. Ben de bir toplantılarına katılmıştım ama ne yerini ne de zamanını hatırlıyorum. Hazırlanan etik ilkeler metni İstanbul'da düzenlenen bir törenle radyo televizyon kuruluşları yöneticileri tarafından imzalanmıştı.
Dönemin RTÜK Başkanı Zahit Akman, 3 Temmuz 2007 tarihinde düzenlenen imza töreninde yaptığı konuşmada, RTÜK dışında kurumlar tarafından yapılacak özdenetim çalışmalarını desteklediklerini ifade etmişti. Bugüne kadar bir icraatlarını göremediğimiz "izleyici temsilciliği" uygulaması da bu özdenetim çabaları arasındaydı. (İzleyici temsilciliğinin neden işlevsel hale gelemediği ayrı bir yazı ve tartışma konusu). Akman konuşmasında, "Bu faaliyetlerin tek bir amacı var. Televizyon ve radyo yayınlarını izleyen ve dinleyenlerin yayınların içeriği ile ilgili belli bir güvene kavuşması ve bu güven çerçevesinde faaliyetlerin sürdürülmesidir. Biz bu ilkelere uyulmasını kanun yoluyla değil, gönüllülük rıza esasıyla gerçekleşmesini istiyoruz. Medya kuruluşlarının kamuoyunda daha güvenilir kuruluşlar haline gelmesinin en önemli yolunun, bu etik ilkelere uyulmasından geçtiğine inanıyoruz" demişti.
İmza töreninde konuşma yapan Radyo ve Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Başkanı Yusuf Gürsoy da medyada etik ilkeler geliştirmenin amacının yayın kuruluşlarını baskı altına almak ya da oto sansür uygulamaya zorlamak olmadığını, temel hedefin medyanın saygınlığını ve güvenilirliğini artırmak olduğunu ifade etmişti. Gürsoy, yasal yaptırımlardan medyanın kendini koruyabilmesi için mesleki ve etik kurallar çerçevesinde özdenetim ihtiyacının zorunlu hale geldiğini söylemişti.
İmza töreninde tek sitem Yerel ve Bölgesel Televizyonlar Birliği Başkanı Şeyda Açıkkol'dan gelmişti. Açıkkol, ilkeler hazırlanırken, devletin ve milletin bölünmezliği ilkesini güçlendirecek yayınlar yapılmasını, toplum çıkarlarını, ülke menfaatlerini hiçbir ticari kaygı taşımadan ve rekabet hissine kapılmadan ön planda tutacak bir ilke daha konulmasını istediklerini, isteklerine rağmen bu ilkenin konulmadığını ve bunu büyük bir eksiklik olarak gördüklerini dile getirerek, yine de mevcut çalışmayı anlamlı ve başarılı bulduklarını ifade etmişti.
Etik ilkelerin hazırlanmasında büyük emek harcayan Prof. Dr. Bülent Çaplı ise törende yaptığı konuşmada belirlenen etik ilkelerin bir özdenetim mekanizmasına gidecek yolun ilk adımı olması dileğinde bulunmuştu. Aslında asıl sorun da buydu.
Etik ilkeler
2007 yılında belirlenen 12 maddelik etik ilkeler metni şöyleydi:
- 1. İnsan onuruna, temel hak ve özgürlüklere saygılı olmak.
- 2. İfade özgürlüğü ve haber alma hakkı çerçevesinde, olay ve olguları doğru, tarafsız ve eksiksiz yayınlamak.
3. Yayıncılığı haksız amaç ve çıkarlar doğrultusunda kullanmamak.
4. Çoksesliliğin ve kültürel çeşitliliğin korunmasına önem vermek,
5. Yayınlarımızda ırk, renk, dil, din ve cinsiyet ayrımcılığına, aşağılama ve önyargılara yer vermemek.
6. Kişi ve kurumların cevap ve düzeltme haklarına saygılı olmak.
- 7. Toplumda korku ve infial yaratabilecek olaylar karşısında ve kriz zamanlarında sağduyulu davranmak.
- 8. Şiddeti teşvik etmemeye ve meşrulaştırmamaya özen göstermek.
9. Özel hayata ve mahremiyete saygılı olmak.
10. Kadınların sorunlarına duyarlı olmak ve kadınları nesneleştirmekten kaçınmak.
11. Çocuk ve gençleri uygun olmayan içerikten korumaya özen göstermek.
- 12. İzleyicilerin ve dinleyicilerin gereksinim, beğeni ve hassasiyetlerine önem vermek.
RTÜK ve TVYD sadece 12 temel ilkeyi belirlemekle kalmamış, 2009 yılında BBC Yayın İlkelerine benzer şekilde açıklamalı bir rehber de hazırlamıştı. Rehbere şu linkten ulaşabilirsiniz.
Güncellenen etik ilkeler
RTÜK, 2007 yılında ilan edilen etik ilkeler metnini güncelleyerek geçtiğimiz 12 Aralık 2018 Çarşamba günü imzaya açtı. RTÜK Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya Ankara'da düzenlenen imza töreninde yaptığı konuşmada, "Medya kuruluşlarından ricamız haber ve programlarını hazırlarken vicdanlarının sesine de kulak vermeleridir. Bugün burada imza altına alacağınız etik ilkelere uyacağınıza bütün kalbimle inanıyor ve göstereceğiniz hassasiyet için hepinize teşekkür ediyorum" dedi. Yerlikaya, "bıçaklama, cinayet, gasp, hırsızlık, taciz, tecavüz, ihmal ve istismar konuları artık sıradan bir olaymış gibi haber bültenlerinin ağırlıklı içeriğini oluşturmaya başlamıştır. Görüntü tekrarlarıyla oklar çıkartılmak suretiyle yayınlandığı görülmekte, şiddetin ekranlarda sürekli yer alması şiddeti adeta meşrulaştırmaktadır. Ana haber bültenlerinin yayınlandığı saatler, her yaştan en fazla izleyici kitlesinin ekran karşısında olduğu zaman dilimlerine denk gelmektedir. Bu durumda çocuklar ve gençler bu tarz haberlere maruz kalmakta ve bu haberlerin içeriğinden olumsuz şekilde etkilenmektedir. Haberlerde toplumu şiddete yönelten, terörü teşvik eden ve halkı kışkırtmaya yönelik yayınlara asla izin vermeyeceğimizi burada belirtmek isterim" diye de uyarıda bulundu.
Güncellenen ve 20 maddeye çıkartılan yayıncılık etik ilkeleri şöyle:
1. İnsan onuruna, temel hak ve özgürłüklere saygılı olmak.
2. Türkçe'nin doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasının yanı sıra dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımından kaçınmak.
3. İfade özgürlüğü ve haber alma hakkı çerçevesinde, olay ve olguları doğru ve tarafsız vermek.
4. Milli iradeye saygılı olmak.
5. Toplumun inanç, değer ve hassasiyetlerini gözetmek.
6. Irk, dil, din ve cinsiyet ayrımcılığına; aşağılama ve ön yargılara yer vermemek.
7. "Çocukların korunması" ilkesini gözeterek, çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini olumsuz etkileyen yayınlar yapmamak.
8. Ailenin bütünlüğünü ve sürekliliğini desteklemek.
9. Kadını istismar eden içeriklere yer vermemek.
10. Özel hayatın gizliliğini korumak.
11. Şiddeti teşvik etmemek ve meşrulaştırmamak.
12. Çok sesliliğe ve kültürel çeşitliliğe önem vermek.
13. Kişilerin ve kurumların cevap ve düzeltme haklarına saygılı olmak.
14. Terör örgütlerinin amaçlarına hizmet etmemek.
15. Savaş, terör amaçlı saldırı, doğal afet ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında sağduyulu ve sorumlu davranmak; toplumda korku ve infial oluşturabilecek yayınlardan kaçınmak.
16. Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu maddeler ile kumar başta olmak üzere, her türlü bağımlılıkla mücadele konusunda gereken hassasiyeti göstermek.
17. Genel sağlığa zarar verecek yayınlar yapmamak, sağlık ile ilgili yayınlarda bilimselliği ve uzmanlığı ön planda tutmak.
18. İzleyiciyi yanıltıcı ve zaaflarını istismar eden ticari iletişim yayınlarına yer vermemek.
19. Çevrenin ve hayvanların korunması bilincini geliştirmek.
20. Haksız amaç ve çıkarlara hizmet etmemek.
Değişen, değişmeyen, yeni olan ilkeler
Kendi twitter hesabımda yeni yayın ilkelerini paylaşmış ve değişip değişmediklerini yazmıştım. Kısaca belirtmem gerekirse; 2, 4, 8, 14, 16, 17, 18 ve 19. maddelerdeki ilkeler yeni ilkeler. Bu ilkeleri de kısaca tekrar hatırlatalım:
2. madde: Türkçe'nin doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasının yanı sıra dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımından kaçınmak.
4. madde: Milli iradeye saygılı olmak.
8. madde: Ailenin bütünlüğünü ve sürekliliğini desteklemek.
14. madde: Terör örgütlerinin amaçlarına hizmet etmemek.
16. madde: Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu maddeler ile kumar başta olmak üzere, her türlü bağımlılıkla mücadele konusunda gereken hassasiyeti göstermek.
17. madde: Genel sağlığa zarar verecek yayınlar yapmamak, sağlık ile ilgili yayınlarda bilimselliği ve uzmanlığı ön planda tutmak.
18. madde: İzleyiciyi yanıltıcı ve zaaflarını istismar eden ticari iletişim yayınlarına yer vermemek.
19. madde: Çevrenin ve hayvanların korunması bilincini geliştirmek.
Ailenin bütünlüğünü ve sürekliliğini desteklemek maddesi de problemli geldi bana. Örneğin, boşanma davaları artık haber olmayacak mıdır, kocasından şiddet gören kadın aile bütünlüğünün korunması adına görmezden mi gelinecektir, ya da dizilerde boşanma sahneleri yaşanmayacak mıdır? Ailenin bütünlüğü kadar aile sağlığı da önemli değil mi?
Terör örgütlerinin amaçlarına hizmet etmemek maddesi de muğlak ve yoruma dayalı. Örneğin bir terör eylemi haber olduğunda bu haber örgütün amaçlarına hizmet etmek olarak algılanabilir. Oysa Demirören Grubu Yazılı Basın Yayın İlkeleri (eski Doğan Yayın İlkeleri) içinde bu konuda çok daha açık ve anlaşılır bir ilke var: "Terör haberleri verilirken, halkın haber alma hakkı ile terörün propagandasını yapmama ilkesi birlikte gözetilir. Barış gazeteciliği ve insani kaygılar esas alınır."
Genel sağlığa zarar verecek yayınlar yapmamak, sağlık ile ilgili yayınlarda bilimselliği ve uzmanlığı ön planda tutmak şeklindeki ilke gayet yerinde. Özellikle sağlıkla ilgili, iler tutar yanı olmayan ve üstelik sağlık açısından tehlikeli olabilecek açıklamalara medyanın reyting uğruna çanak tutmaması lazım.
18. maddede yer alan yanıltıcı ticari iletişim meselesinin de daha çok reklamcılıkla ilgili bir ilke olduğunu ve dolayısıyla bu konunun Reklam Özdenetim Kurulu tarafından halledilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Özdenetim nasıl yapılacak
İlkeleri belirlemek kadar, ilkelerin nasıl ve kimler tarafından gözetileceğini yani özdenetimin nasıl yapılacağını kararlaştırmak da önemli. 2007 yılında ilk ilkeler açıklandığında özdenetim görevini medya kuruluşlarının kendi kendilerine yapması hedeflenmişti. Hatta izleyici temsilciliği sisteminin de bu amaçla yaygınlaştırılmaya çalışıldığını söyleyebiliriz. Ancak işler bu şekilde yürümedi. Özdenetim kısmı eksik kaldı.
Yeniden aynı sorunları yaşamamak için atılması gereken doğru adım, yayıncılık sektöründeki tarafların bir araya gelerek, tıpkı Reklam Özdenetim Kurulu gibi bir oluşuma gitmesidir. Yayıncılık Etik Kurulu ya da Yayıncılık Özdenetim Kurulu gibi bir isimle bir özdenetim kurulu oluşturulmasında yarar var. Kurulda RATEM, TVYD, TİAK, TGC gibi meslek kuruluşları temsilcileri ile iletişim fakülteleri temsilcisi ve izleyici temsilcisi yer alabilir. Benim önerim budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder