24 Ocak 2025 Cuma

GAZETECİLİK VE YAPAY ZEKÂ

 Prof. Dr. Süleyman İrvan

Son zamanlarda yapay zekâ teknolojilerinde baş döndürücü gelişmeler oluyor. Yapay zekânın hemen hemen her meslek dalında az ya da çok kullanılmaya başladığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl, yazılı komutlardan 20 saniye uzunluğunda yüksek kaliteli videolar üreten Sora isimli yapay zekâ uygulaması tanıtılmıştı. Her geçen gün bizi şaşırtan yeni bir yapay zekâ uygulaması hayatımıza giriyor.

Bundan birkaç yıl önce robot gazetecilik üzerine yazdığım bir yazıda Batıda medya kuruluşlarının robot gazetecilerden haber üretimi konusunda yararlanmaya başladıklarını, Türkiye’de medya kuruluşlarının gelişmeleri çok uzaktan ve geriden takip ettiklerini ifade etmiştim.

Ancak bugün durum oldukça değişmiş durumda. Özellikle haber sitelerinde yapay zekâ uygulamalarını kullanan gazeteci sayısı her geçen gün artıyor.

Gazetecilikte yapay zekâyı nasıl değerlendirmeliyiz? Elbette bir SWOT analizi yapabiliriz. Yani güçlü yanları neler, zayıf yanları neler, fırsatlar neler, tehditler neler?

Güçlü yanlarını şöyle sıralayabiliriz:

-Yapay zekâ uygulamaların büyük çoğunluğunun kullanımı çok kolay. Basit komutlarla içerik üretebiliyorlar. 

-Haber metinlerini çok daha hızlı yazabiliyorlar: Yapay zekâ gazetecilik pratiği sayesinde haber üretimi çok daha hızlı bir biçimde gerçekleşebilmektedir. Yapay zekânın, haber metniyle ilgili verileri çekip uzun bir haber metnine dönüştürmesi ve gazetenin haber sitesinde sunması birkaç saniye içinde gerçekleşebiliyor. Hız konusunda insan gazetecilerin yapay zekâ ile rekabet edebilmesi mümkün değil.

-Daha fazla haber yazabiliyorlar: Yapay zekâ sayesinde, bir gazetecinin yazabileceğinden çok daha fazla sayıda haberin üretilmesi mümkün hale geldi.

-Daha ekonomik bir haber üretimi söz konusu: Yapay zekânın aylık olarak binlerce haber yazabiliyor olması, aynı işi yapacak gazetecilere ödenmesi gerekenden çok daha düşük bir maliyet gerektirdiği için yapay zekâ gazetecilik pratiği haber kuruluşları açısından son derece ekonomik.

-Kişiselleştirilmiş haberler hazırlayabiliyor: Yapay zekâ, okuyucuların haber tüketim davranışlarından yola çıkarak onların okumayı tercih ettikleri haber türlerini, ‘kişiselleştirilmiş içerik’ şeklinde sunabiliyor.

Peki zayıf yanları nedir?

-Beslendiği bilgi kaynaklarıyla sınırlı bir habercilik yapabiliyor.  

-Haberlerde dengesizlik sorunu yaratıyor.

-Etik ilkelere göre karar verebilme yetenekleri zayıf. Etik ihlâllere yol açabiliyor.

-Bilgi uydurabiliyor. Eğer editöryal bir denetimden geçmezse sorunlu haberler paylaşabilir.

Fırsatlar neler?

-Araştırmacı gazeteciler için iyi bir yardımcı olabilir. Örneğin Boston Globe gazetesi Google tarafından gazeteciler için geliştirilen Pinpoint (Nokta Atışı diyelim) isimli bir programdan yararlanarak ABD’de trafik kazalarıyla ilgili binlerce belgeyi analiz etmiş ve yaptığı haberlerle 2021 yılında Pulitzer ödülü kazanmıştı.

-Haber teyidi: Yapay zekâ programlarıyla haber teyidi yapılabiliyor, özellikle görsellerin özgün olup olmadığını tespit etmek mümkün.

-Haberleri farklı dillerde paylaşma imkânı sağlıyor.  

-Basın toplantılarında, röportajlarda konuşmaları hızlı deşifre imkânı sağlıyor.

Tehditler neler?

-Gazeteciler için işsizlik tehdidi: Haberlerin yapay zekâ tarafından yazılabiliyor olması, muhabirlerin işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Türkiye’de medya kuruluşlarında zaten çok az muhabir istihdam edildiğini de göz önünde bulundurmak lazım.

-Hatalı haber sunumu: Yapay zekâ tarafından verilere dayanarak haber metinleri oluşturma sürecinde birtakım veriler, teknik hatalardan dolayı eksik veya hatalı bir şekilde sunulabilir. Dolayısıyla okuyucunun eksik ve yanlış bilgilendirilmesi gibi bir durum ortaya çıkabilir.

Belirsiz hukuki yükümlülükler: Örneğin haberde kişilik hakları ihlal edilmişse sorumlu kim olacak? Yapay zekânın özellikle haber ajanslarından aldığı haberleri yeniden yazması durumunda telif sorunu nasıl çözülecek veya yapay zekâ tarafından üretilmiş bir görselin telif hakkı olacak mı, olacaksa kimde olacak gibi sorular.

ETİK İLKELER GELİŞTİRİLMELİ

Yapay zekânın gazetecilikte kullanımının bir de etik boyutu var. Bu konuda, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) öncülüğünde hazırlanan etik ilkeler bildirgesinden söz etmek gerekiyor.  RSF 2023 yılında 16 meslek örgütünü davet ederek bir çalışma gerçekleştirdi ve yapay zekânın gazetecilikte kullanımına ilişkin 10 maddeden oluşan bir bildirge açıkladı. Ben açıkçası bu bildirgede yer verilen 5 maddenin çok önemli olduğuna ve üzerinde düşünülmesi gerektiğine inanıyorum.

1. Gazetecilik etiği, medya kuruluşlarının ve gazetecilerin teknolojiyi kullanma biçimine rehberlik etmelidir.

Medya kuruluşlarının haber yapma kapasitelerini artıracak yapay zekâ teknolojilerini kullanmaları kaçınılmazdır ancak bu teknolojileri kullanırken temel etik değerlerden ödün vermemeleri beklenir. Özellikle “doğruluk, kesinlik, hakkaniyet, tarafsızlık, bağımsızlık, zarar vermeme, ayrımcılık yapmama, hesap verebilirlik, mahremiyete saygı, gizli haber kaynaklarını açıklamama” gibi gazetecilik etiğinin temel değerlerinin korunması gerekir.

2. Medya kuruluşlarının önceliği yapay zekâ değil, insan olmalıdır.

Bu ilkeyle gazetecilik pratiklerinde karar verici mekanizmaların insan merkezli olması gerektiği hatırlatılmaktadır. Haber kararlarını verecek olanlar yapay zekâ teknolojileri değil insan gazeteciler olmalıdır. Oysa bazı yeni nesil haber siteleri, “insan eli değmeden hazırlanmış haberler”le dolu. Teknoloji fetişizmini bu konuda da görüyoruz. Örneğin 2023 yılında yayına başlayan Dipnot TV için Cüneyt Özdemir şöyle bir tvit paylaşmıştı: “Bu haber sitesinin tamamı Yapay Zekâ tarafından yapılıyor. Türkiye'de bir ilk. Dünya'da emin değilim...”        

Geçen yıl Ocak ayında RATEM yani Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği bir duyuru paylaşmıştı. Bu duyuru sayfalarında hala duruyor. Şöyle diyordu:

“RATEM Bilişim A.Ş’den yapay zekâ devrimi: "sezai.org.tr”  RATEM Bilişim A.Ş tarafından geliştirilen yeni nesil yapay zekâ uygulaması “sezai.org.tr”, internet haber sitenizi hazırlarken, aynı zamanda sosyal medyanıza haber kaynağı da sağlıyor. Ajans mantığı ile yönetilen sistem, haberi kaynağından alıp kategorilere göre yerleştiriyor. Özgün haberler üreterek farklılık yaratan “sezai.org.tr”, sosyal medya paylaşımları, blog yazıları ve diğer yazılı içerikleri de hazırlayabiliyor.  Daha fazla bilgi için sizleri sezai.org.tr adresine bekliyoruz.”

3. Medya kuruluşları, yayımladıkları her içerikten sorumludur.

Bu ilke, medya kuruluşlarına yapay zekâ teknolojileri tarafından üretilen içerikten de sorumlu olduklarını hatırlatmaktadır.

4. Medya kuruluşları, yapay zekâ sistemlerini kullanırken saydam olmalıdır.

Bu ilke, bir haber ya da içerik yapay zekâ tarafından üretilmişse bunun açık olarak belirtilmesi anlamına gelmekte. ANCAK bugüne kadar yayımladıkları haberlere muhabirin ya da editörün adını yazmaktan imtina eden Türk medya kuruluşları için bu ilke uygulanabilir mi, tartışılır.  

5. Gazetecilik, özgün ve yapay içerik arasında net bir çizgi çizer.

Bu ilkeye göre, medya kuruluşları, yapay zekâ kullanılarak üretilmiş yapay içeriklerle gerçek gazetecilerin ürettiği özgün / sahici içerik arasında sağlam bir çizgi çizilmesi gerekir. Yani gerçek olayları yapay görüntülerle aktarmak etik açıdan sorunlu bir pratik olacaktır. 

Sonuç olarak, belli ki yapay zekâ teknolojileri gazetecilikte her gün giderek daha fazla kullanılacak. Dolayısıyla yapılması gereken, yapay zekânın etik açıdan doğru kullanım biçimlerini belirlemek ve gazetecilerle medya kuruluşlarına rehberlik edecek ilkeleri oluşturmak gerekiyor. Bu konuyu gazetecilik meslek örgütlerinin ana gündem maddesi yapması için vakit çoktan geldi.    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DEZENFORMASYONLA MÜCADELE YASASINDAN ETKİLENEN GAZETECİ SAYISI GİDEREK ARTIYOR

Süleyman İrvan 13 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “ Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ” is...